16 Ocak 2008 Çarşamba

Karamel'den mektup var!!!!!!


Sevgili kızım Karamel bana mektup yazmış. Sizinle de paylaşmak istedim. Seni çok seviyorum yavrum. Kendine ve ailene iyi bak.

" Canım annecim, Nurcihancım ve Aycancım,Nasılsınız? Sizleri şimdiden çok özledim. Siz beni özlediniz mi? Kardeşlerimnasıl? Size birazcık yeni ailemi tanıtiyim, neler yapıyorum haber veriyimistedim.Anne Şuşu (Şuşan adı aslında da herkes Şuşu deyince ben de alıştımşimdiden), Nayat ve Onno ile yaşıyorum. Bir de tontiş bir anneanne var ama ogidecekmiş. Evdekiler beni ilk günden sevdiler. Ama laf aramızda benim aşkımevin abisi Onno oldu. Ne zaman yanıma gelse oyun oynuyoruz. Atlıyorumzıplıyorum. Arada ısırdığımda yapma diyor. Aslında dişlerim kaşındığı içinyapıyorum ama onlar alışmamam gerektiğini, eğer alışkanlık olursa benisevecek misafirleri korkutabileceğimden ve üzüleceğimden çekindiklerinisöylüyorlar.Anne Şuşu tam bir anne. Beni sürekli güzel kızım, bebeğim diyerek seviyor.Çişimi kakamı yaptığımda en çok o temizliyor. Özel bir bez almışlar çişyapmam için. Oraya gitmeye çalışıyorum ama yetişemiyorum :( Bebek olmak nezormuş annecim.. Şuşu beni severken aklıma hep sen geliyorsun. Anne olanbirinin sevmesi bile farklı oluyor. O kadar huzur buluyorum ki...Nayat'ı Nurcihanlar zaten tanıyor. İlk gün eve gidene kadar onunkucağındaydım. Yolda Nurcihan'ın tavsiye ettiği bir yerden bana yatak,yemek, oyuncaklar, kaplar, vs. bir sürü hediye aldı. Bana sürekli "Sen banaarkadaşımın hediyesisin, bi tanesin" diyor. Bana bir şey olucak diye o kadarkorkuyor ki... Ya mutsuz olursam, ya hastalanırsam diye Şuşu'ya sorupduruyor. Yemeklerimi, suyumu Nayat veriyor genelde. Onu gördüm mü aklımayemek geliyor. Büyüyorum annecim... Canım sürekli yemek yemek istiyor. Amaevdekiler yemeklerin belirli saatlerde yeneceğini, her istediğimdeyiyemeyeceğimi söylüyorlar. En çok da ne zaman keyif alıyorum biliyor musunuz? Doğru yada güzel bir şeyyaptığımda ödül verdiklerinde.. Çok tatlı kurabiyeler veriyorlar. Bu evin misafiri de çok bol bir görseniz. Aslında o kadar değilmiş amaherkes beni görmek istiyormuş. 2 gün içinde 5 kişi geldi beni görmeye.Hepsiyle oynadım. O kadar mutlu oldum ki birazcık çişimi kaçırdım halıya.Ama mutluluktan yaptığımda bir şey demiyorlar. Anlıyorlar bebek olduğumu. Tek şikayetim hala isim koyamamaları bana. Karamel deyince bakmıyorum diyebaşka isim mi densek dediler dün. Chepi ismi üzerinde düşünüyorlar. ChepiKızılderili dilinde peri demekmiş. Beni de peri kızına benzetiyorlar. 2 günsonra doktora aşıya gidicem. Gitmeden karar vereceklermiş. Bakalım ismim neolacak.Annecim yaran nasıl? İyi misin? Çok kaşınıyor mu? Boyunluğun rahatsızetmiyor di mi:( Sen de arada bana yaz, ziyarete gel olur mu? Nurcihan Aycan siz iyi misiniz? Ya kardeşlerim nasıllar? 4'ü de orada mı?Gönül ablam nasıl?Benim uykum geldi biraz, uyumam büyümem lazım. Şimdilik hoşçakalın... Tekrar yazıcağım. Fotoğraf da göndereceğim size. Sizi çok seviyorumKaramel."
Posted by Picasa

15 Ocak 2008 Salı


Tüm kızlarım yuvadan uçtu. Karamel'im ve Bücür'üm. Karamel'i (1. fotoğraf) Nurcihan'ın üniversiteden çok yakın arkadaşı Nayat sahiplendi. Karamel, Nayat'ın ayaklarına turmanmaya çalıştı onları görür görmez. Nayat'ın abisi Onno'ya ise sürekli kur yaptı. Yani Karamel ailesini kendisi seçti. Nayat'la haberleştik. Karamel çok iyiyimiş. Her zamanki gibi tuvaletini tutma problemimiz var.

Bücür'ü ise (2. fotoğraf) Tuğba ve Oktay. Tuğba ve Oktay, oğlum Chacha'yı sahiplenen Hamdi ve Öykü'nün arkadaşları. Chacha'nın fotoğafını görünce dayanamamışlar. Oktay'ın hep köpeği varmış zaten. Onlara nasıl baktıklarını anlatırken ben de Bücür'ün böylesine güvenli bir yuvaya gidyor olmasından dolayı daha da rahatlıyordum. Bugün Nurcihan Aycan'a anlatırken duydum. Bücür'un adını Lokum koymuşlar. Kendisi gibi tatlı bir hayatı olsun diye dua ediyorum.

Darısı Prens ve Hick Up'ın başına.
Posted by Picasa

11 Ocak 2008 Cuma

Bizi alışverişe götürün

Yılbaşı sonrası büyük indirim herkesi heyecanlandırır da benim yavrularımı heyecanlandırmaz mı? Onlar da yeni açılan alışveriş merkezlerine gidip alışveriş yapmak istiyor. Tüm gün "Nurci ve Aycan bizi de alışverişe götürün" diye havlıyorlar. Bu konuda Aycan'ın çok mutlu olduğunu söyleyemem tabi.
Posted by Picasa

10 Ocak 2008 Perşembe

İyiki geldin Doğa


Aycan ile Nurcihan'ın çok sevgili dostları Yeşim'in kızı Doğa dün yavrularımla oynayama geldi. Bebişlerlerin herbiri ile ayrı ayrı ilgilendi. Herbirini severken "en çok bunu sevdim" diyordu. Güzel annesi Yeşim'de de o gün küçük bir çocuğun heyecanı vardı. Sevgiyle sarıldı yavrularıma. Neyse yavrularım saatlerce koşturdu, sonra pestilleri çıktı ve tüm gece boyunca deliksiz uyudular. Sabah 6'da "uyandırma havlaması"yla kalktık tabi. Doğa'nın bu cumartesi doğumgünü var. Beni de davet etti. Onların köpekleri Kısmet ile tanışmamı çok istiyormuş, çok iyi anlaşırmışız. Hatta Doğa giderken kulağıma ne hediye istediğini fısıldadı. Ona gidip patilerimle özel bir hediye alacağım. Kendimi iyi hissedersem Nurcihan ve Aycan beni de götürecek. Ben gidemesem bile temsilen Nurcihan ve Aycan Doğa'ya hediyesini verirler artık. Şimdiden doğumgünün kutlu olsun Doğa. Tekrar gel. Biz seni çok seviyoruz.

Posted by Picasa

6 Ocak 2008 Pazar

Paylaşmak güzeldir


Yavrularım ilk özel hediyelerini aldılar bugün. Yeni oyuncaklarını büyük bir sevinçle karşıladılar. İlk önce biraz çekingen kaldılar. Sonra yanlarına gidip biraz kokladılar, hareket edip etmediğini kontrol etmek için pati attılar. Ve sonrasında mutlulukla diş iplerini ve kemikleri saatlerce, hiç bıkmadan dişlediler dişlediler. Gıkları çıkmadı. Biz de bir "oh" dedik uzun zamandan sonra. Böylece yavrularım hayatla ilgili ilk derslerini öğrendiler.
1. Paylaşmak güzel şey. Asıl o zaman oyuncağın ve kardeşliğin keyfi çıkıyor.
2. Yuvamızın ahşap olan tabanını eşeleyerek bir yere varamıyoruz. En iyisi bunları kemirelim de köpek olduğumuzu anlayalım.
3. Gazete kağıdından daha lezzetli şeyler de var.
4. Ağızımız doluyken havlamak ayıptır.

Ama daha öğrenecekleri çok şey var. Hayatı anlamak için en az 40 petshop'daki diş ipi ve kemiği kemirmeleri gerekir. Değil mi yani?

Posted by Picasa

5 Ocak 2008 Cumartesi

Kış Mevsimi


Dün yağan kar bugün iyice yoğunlaştı ve her taraf bembeyaz oldu. Yollar çıkılamaz oldu. Yavrularımdan karı ilk gören Tekila oldu. Yeni sahiplerinin kucağında siyah bir paltoya sarmalanmıştı. Ve Tekila ilk kar gördüğü gün evden ayrıldı, yepyeni bir hayata başladı.
Posted by Picasa

3 Ocak 2008 Perşembe

Bu kutunun arkasinda ne var acaba?


Yavrularim bodrum katta onlar icin ozel hazirlanan bir yuvanin icinde yasiyor. Yemeklerini ise kolilerle kapatilmis alanda yiyorlar. Yuvalarinin disindaki dunyayi ise cok merak ediyorlar. Gordugunuz gibi kacma planlari bile yapiyorlar.
Posted by Picasa

2 Ocak 2008 Çarşamba

YUvadan uçanlar

2007'nin son çeyreğinde hayatım değişti. Avcı ailesinin evine taşındım. Dünyanın en güzel 9 yavrusunu doğurdum. Yavrularım bana uğur getirdi. Çünkü hamileliğimin en son haftasında inanılmaz bir şey oldu. Ve hayallerimdeki huzurlu ve mutlu yuvaya kavuştum. Umarım 2008 de yavrularıma ve ailelerine uğur getirir.
2007'nin son günlerinde ilk Lucca ve Puding ayrıldı yuvamızdan. (1. Resim) Puding'e Sevgili Lal Çaça adını verdi. Bugün annesi Kudret ile konuştum. Çaça aynadaki yansımasıyla oynuyormuş. Lal onu hiç yalnız bırakmıyormuş. Lucca'nın da keyfi Sinan Bey ve Ayşe Hanım ile yerindeymiş. (2. Resim) Bugün yuvadan uçan en sakin yavrularımdan biri olan Yakışıklı uçtu. (3. Resim) Yakışıklı'yı Nurcihan'ın eski iş arkadaşı Hamdi ve güzel eşi Öykü evlatlık edindi. Yakışıklı'ya bir de güzel bir isim bulmuşlar. Arjantinli ünlü tango ustası Çiço'nun adını vermişler.

Posted by Picasa